Kaygı hayatımızı korumak, devamını sağlamak için oldukça önemli bir duygumuzdur. Onun yokluğu ancak ölüm halidir. İnsan için kaygıdan tümüyle kurtulmayı istemek sonuçsuz kalacaktır. Hepimiz hayatta her an değişen düzeylerde kaygılanırız. Bu, durumsal olarak artabilir ya da azalabilir. Beklenen ve sağlıklı olan da budur.
Kaygı ve performans ilişkisinde performans kaygının azlığı durumunda da kaygının aşırı olmasıyla da olumsuz etkilenmektedir. Az düzeydeki kaygı bizi hedeflerimize ulaşmada ve yukarıda saydığımız durumlar için oldukça önemlidir. Kaygının aşırı yüksek olması konsantrasyonumuzu bozmak dahil birçok işlevselliğimizi yitirmemize neden olur. Fizyolojik tepkilerde kaygının fazlalığında ortaya kendiliğinden çıkan yan ürünlerdir.
Kaygının yokluğu nasıl çalışmamaya neden oluyor, sağlığı ve kişi için önemli olan diğer değerleri korumamıza engel oluyorsa kaygının fazlalığı ise tüm hayatımızı olumsuz etkileyen bir duruma dönüşebilir. Kaygı işlevselliğimizi bozacak duruma geldiği zaman bizim için zararlı hale gelmiş demektir. Bu duruma gelindiğinde uzman eşliğinde kaygının kişi üzerindeki etkileri tespit edilip uygun müdahalelerle kişinin iş, okul, ev, ilişkiler açısından işlevselliğinin yeniden kazandırılması amaçlanır.
